Köyümüzün Tarihi

Ayvazhacı Köyü'nün Tarihçesi

Tarih kitaplarının ve tarihçilerin ortak görüşüyle sabittir ki. 
1071 yılında Malazgirt zaferiyle Anadoluyu fetih eden sultan Alparslan Anadolu;yu yurt edinebilmek amacıyla akrabalarından bir kısmını ana dolunun içlerine doğru gönderip gidebildiklerince gitmelerini ve varabildikleri arazilere yerleşerek oraları yurt edinmelerini tavsiye etmişti.
İşte bu azimle çabayla Malazgirt ten yedi(7) obanın kayseri bölgesine yerleştiği rivayet edilir.
Bunlardan boyunun uzunluğu 3 arşından fazla olduğu için dev ali lakabıyla anılan ve 1094 yılında vefat ettiği rivayet edilen DEVLER BEY yukarı develi ye yerleşmiş.
Yine Malazgirt zaferiyle ana doluya gelerek yerleşen Oğuz boylarından DEVELİ OĞULLARI AŞİRETİ bugün ki develiye yerleşmişlerdir. 
Yine kuvvetli rivayetlerle Sultan Alparslan;ın halası odluna inanılan ve bugün ki Epçe köyünde mezarlıkta yatına inanılan epçe sultan da 1072 yılında epçe köyüne yerleşmiştir.
Ve tarih kitaplarına göre develinin doğusunda bir konaklık mesafede bulunan İVAZ HACI obasının da bu tarihlerde bu bölgeye yerleştiği anlaşılmaktadır.

Ayvazhacı köyünün yerleşim yeri hakkında çeşitli rivayetler olmasına rağmen ilk yerleşim yerinin köyün hemen üst tarafında bulunan bostanlık adı ile bilinen yer olduğuna inanılır. Başka bir rivayete göre de seki yurt adıyla meşhur yaylanın da yerleşim yeri olduğu söylense de buranın düşman hareketlerinin izlendiği gözcü kulesi olarak kullanılması da olağandır .çünkü bu tepe her tarafın yakından izlenebileceği yüksekliğe hakim bir tepedir. 
Köy yerleşim yeri olarak 1600 lü yıllarda bugünkü yerine inmiştir. Köye yerleşenlerden bir kabile İran ın horasan şehrinden Gösterenin (Tomarza) GÖBÜ köyüne yerleştikleri orada belirli bir süre kaldıktan sonra iki kabile arasında yaşanan anlaşmazlık sebebiyle GÖBÜ den sürülerek bugün ki soysallı tarafına yerleştikleri bir kısmının da Ayvazhacı tarafına yerleştikleri ;soysallı tarafında yılan çokluğu sebebiyle burada barınamayarak onlarında Ayvazhacı ya göç ettikleri ve oraya yerleştikleri anlaşılmaktadır.


MİLLİ MÜCADELEDE AYVAZHACI

AYVAZHACI köyü vatan için gerekirse canını ,malını seve seve vermiştir.yemen de Sarıkamış ta, Çanakkale de şehitler vermiş.Fransızlar la yapılan fraktın ve hacın savaşlarında bir üst vazifesi görerek Mustafa kemal paşanın övgüsünü almış nadir köylerden biridir.
Savaşın kızıştığı günlerde Gizik duran adında Fransızlara kan kusturan bir yiğit çıkar.bu yiğidin hanımını ve çocuklarını gözü önünde öldürürler.kafayı bozan duran köyünden uzaklaşarak kendini dağlara vurur.nereye nasıl gittiğini bilmez bir haldeyken kozluca köyünde kendini bulur.burada ayvazhacılı öküz cobanı küçük İsmail (İsmail Ünsal ın dedesi ) adında birisi kendisini bulup karnını doyurur.kozluca köyünde tülüce dağında gizik duran çetesi kurulur.Ayvazhacılı 2, Madazı lı 2, Gömedi li Mehmet epceli Selahattin ve Fıraktınlı cemalle 8 kişilik bu cete fıransızlara aman vermezken daha önce kozan dan Fekeden kaçarak bu bölgeye yerleşenlerle sayıları artan Çetenin artık adı duyulmaya başlar. O zaman develi ve Çevresinde fıransız taraftarlarınca Vilayat’e şikayet edilerek bu Çetenin ortadan kaldırılması istenir. Vilayetin develi kaymakamlığına bu çete üyelerini yakalayarak müttefik güçlerine teslim edilmesi emri gelince kaymakam tarafından gizik duran çetesine önce teslim olmaları istenir. Gizik duran kaymakama yazdığı cevabi mektubu küçük İsmail götürür. 
Gizik duran bu mektubunda amaçlarını anlatıp Kaymakam’ıda kendilerine katılmaya ,eğer katılmazsa işlerine karışmaması konusunda uyarmaktadır.kaymakam (ATIF BEY) olayın iç yüzünü anlayınca vilayete mektup yazarak develi bölgesinde gizik duran ve çetesinin bulunamadığını eğer bulunursa yakalanıp devlete teslim edileceklerini yazmıştır.
Küçük ismaille de gizik duran a haber göndererek ayvazhacıda Musa kahya gilin evinde buluşmak istemiş ve bu buluşmada kaymakam gizik duranı desteklediğini bildirmiş ilk Cuma namazında develide kara müftünün verdiği Cuma vaazında develi halkından kahraman gizik duran için destek istemiş ve halkı galeyana getirerek bu saflara katılmalarını istemiş hatta bazı çatışmalara bizzat kaymakamda bu saflarda katılmıştır.
Yine bu savaş esnasında ayvazhacı bir üst görevi görmüş Musa kahyanı evi ile köyün hemen üzerinde bulunan CINGIRDAKLI KAYA da ki mağaralar silah deposu haline getirilmiştir.hatta bizzat Mustafa kemalin silah arkadaşı ve müdafii hukuk cemiyeti üyesi KILIÇ ALİ beyin emriyle Niğde nin Çamardı ilçesinde bulunan cephanelikten on adet mavzer silahı getirilerek İkisi Musa kahyanın evine yerleştirilmiştir.kılıç ali bey develiye gelerek on gün kalmış bu esnada durmuş çavuşunuz ve ali Özdemirlerin evlerine misafir olarak komutanlarla görüşmeler yapmıştır. 
Savaş esnasında gizik duranın çetesine katılan Saimbeyli ve Kozanlıların develide ki Ermenilerden intikam almak amacıyla ayvazhacı da toplanmaları üzerine develi belediye başkanı bu grubu ayvazhacıda karşılayarak camide görüşüp intikam duygusunun Türk milletine yakışmayacağı,hele hele de silahsız kişilere ve kadınlara el kaldırılmayacağını kara müftüyle beraber anlatıp gizik duran ve cetesini geri cepheye göndermeleride yine ayvazhacı köyünde yaşanmıştır.
Biz bir ayvazhacılı olarak bu memleketi bizlere hediye eden Mustafa kemal ve silah arkadaşlarını ve askerlerini her zaman rahmetle minnetle anmaya devam edeceğiz. Ama gizik duran ve cetesini de hiçbir zaman unutmayacağız.

Söz mü * söz mü* söz mü;?
ŞEHİTLERİMİZ

Biz ayvazhacılıyız biz iki şiir biliriz. İstiklal marşı, Sakarya türküsü
İki şeyi severiz anamızı, vatanımızı,
İki şeye can veririz, namusumuza, vatanımıza. 
Kulağımız ezana, gözümüz bayrağa aşıktır. 
Siyasi görüşümüz ne olursa olsun biz hakiki milliyetçiyiz.
Biz vatan aşkının imandan olduğuna inanırız. duamız da vatanı unutmayız,vatan için çalışanları, dinimiz için çalışanları muzaffer et yarab diye dua eder.Vatanımızın bir çakıl taşında gözü olanları kahret yarab diye beddua ederiz.
Biz. Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün atında binlerce kefensiz yatanı 
Dedirten ataların torunlarıyız. 
Bizim köylümüz vatanın namus ve şerefi için devletimiz ne demişse emir telakki etmişiz. Emredersin komutanım demişiz. Çünkü bizim inancımızda 
Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Sözüyle anlatılan vatan ve bayrak kutsaldır. Uğruna can verilir. Cananlardan vaz geçilir.
Yine bizim inancımızda peygamberlikten sonra en yüksek mertebe şehitliktir. Biz asker olurken analarımız bizlere şöyle seslenir. Git oğlum git ya gazi ol ya şehit.

İşte bu iman ile yoğrulan hemşerilerimiz vatanı her köşesinde görev yapmış gözünü budaktan sakınmamıştır.

Genelkurmay başkanlığı birinci dünya savaşı şehit listesine göre AYVAZHACI KÖYÜ Şehit listesi şu şekildedir.

1. Bilinmeyen. Çanakkale’de adı Mehmet 
2. Çolak oğullarından 1kişi
3. Elif oğullarından 1kişi
4. Hasan kâhya oğullarından 2 kişi
5. İmam oğullarından 1kişi
6. Solak oğullarından 1kişi
7. Yahya oğullarından 1kişi
Olmak üzere ayvazhacılı 8 tane şehidimiz vardır. Bunların dışında 
Ahmet çetinkaya
İsmail Gülnar 
Ayvazhacılı şehitler arasında yer almaktadır.ve kore savaşı intikalinde gemide vefat ettiği bildirilen
Sadettin şahin
Ayvazhacılı şehitler arasında yer almaktadır.


Burada şehitlikle ve türkün cesareti ve vatan savunmasında ki durumunu özetleyen makaleve mektuplara yer vermek istiyorum. Birinçisi çanakkaleden Mustafa kemalin dilinden …

Gazi paşa vatan savunmasında türk askerinin Bomba sırtı mevkiinde şehadete koşuşunu şöyle anlatıyor
“karşılıklı siperler arası mesafe 8 metre yani ölüm muhakkak.birinçi sipe,rdekiler hiç biri kurtulmamacasına kamilenşehit düşüyor.ikinçi siperdekiler onların yerine geciyor.fakat ne kadar şayan-gıpta bir itidalve tevekkülle, biliyormusun? Öleni görüyor,üç dakikaya kadar kendi öleceğini biliyor.hiç bir teretdüt bile göstermiyor.sarsılmak yok.okuma bilenler ellerinde kuranı kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet cekerek yürüyorlar. Bu türt askerinin ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir.
Cephede durum böyleyken arkada kalanlarda evlatlarının şehit haberini alınca adeta düğün ediyorlar.
Merhum Mehmet Hasip in Hüseyin çavuşun anasından mektup var adıyla harp mecmuasında yayınlanan mektup bize sıladaki durumu özetliyor.
Muhtargilin Ahmet şehit olmuş haber geldi dün.
Şenlik oldu, mevlüt oldu,düğün oldu bütün gün. 
Köy giyindi kuşandı hep namazgaha gittiler.
oşehihin rahmetullah duasını ettiler.
Sen bilirsin yavuklusu kumral saçlı emine.
Bir albayrak asmış idi o gün kendi evine
O güzel kız yeşil örtü örtmüş idi başına.
Hıçkırmadı ağlamadı sandım onu bir melek .
Evin erlik ocağını söndürmüştü kör felek.
Sürme cekmiş kına ile süslemişti elini.
Olmuş idi telli duvaklı ,nurlu şehit gelini.

Dedi Ahmet beni ahiret te beklesin.
Ben onunum utanmasın beni haktan istesin.
Kaderim bu ,şehit olmuş benim şanlı yiğidim.
kız kalırım varmam ele bende şanlı şehidim.

Varmı tarihte böyle destanlaşan bir devlet varmı böyle şanlı bir millet.
Biz şairin dediği gibi bir gül bahçesine girercesine mezara gözünü kırpmadan mezara giren bir neslin torunlarıyız. 
Ruhunuz şad olsun.
 

 

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol